GÜFTE BESTE AKORD (Akordu Bozanların Dikkatine)
2013’te Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile Şivan Perver adındaki Kürt sanatçının Türkiye’ye gelişi, Dönemim Başbakanı R.T. Erdoğan ile Diyarbakır Valiliğinde İbrahim Tatlıses’in de eşlik ettiği buluşma ve karşılama gerçekleşmişti.
Bu karşılama da bazı AK partili milletvekilleri de hazır bulunmuşlardı… Hafızalarımız yanılmıyorsa hatırlarsanız Diyarbakır Yenişehir ilçesinde “Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği” Kuzey Irak’ta kullanılan KÜRDİSTAN Bayrağı asarken; Kürtçe “Kürdistan Bölgesel Başkanı Mesut BARZANI Kuzeydeki vatanınıza Hoş geldiniz” yazılı pankartı asılmıştı.
Ve sonrasın da da Şivan PERVER efendinin söylediği mısraları ile ilgili hepimizi belki de bazılarımızı ürküten! Bazılarını ürkütmeyen! Mısraları “AKORDU BOZANLARIN DİKKATİNE” köşe yazımda tekrar aşağıdaki satırlarımda bu buluşmalar, karşılaşmalar, sohbetler, karşılıklı iltifatlar! Şimdi mi?
Şivan PERVER’in sazını sözünü dinleyin ve mısraları okuyun güfte nasıl? Ben hazmedemedim.
Hazmeden varsa göreyim. Bestelemeye gerek var mı? Tövbe-tövbe! Haşa okunmaya dinlemeye bile tahammül olamaz her T.C.’li için… İşte,
“AKORDU BOZANLARIN DİKKATİNE!” diye başlık koyduğum şiirleri,
“Perver’in sazı
İbrahim’in sesi
Müzik insanların ortak dilidir. İster
Türk ol ister Kürt ol, İster Ermeni…
Gönül telleriniz bir anda birleşir…
Öyle bir birleşir ki; top, tüfek bile sizi
Ayıramaz. Diyarbakır’a selam olsun.”
diyor. Rauf TAMER, Çok, ama çok güzel,
duyguların ifadesi, aynen katılıyorum.
Ancak!
“Barutun kokusu düştü burnuma
Dört bir yana istiyorum, dibinden
Patlatayım.
Adamlar gibi dağlara düşeyim.
Tutmak istiyorum Kürdistanımı
Taa ki Kürdistan zavallı ve perişan
Esir düşene kadar uykuya daldılar.
Esaret uykusuna daldılar.
Uyudular uyudular bazı kereler
Başlarını kaldırdılar, fakat düşman
Kellelerini kesti. El ele verelim
İlerleyelim Vatan için yürüyelim.
Ya ölüm, ya kurtuluş, güneş
Bizim için doğdu
Uyanın uykudan çabuk
Artık savaş zamanıdır.” mısraları
Şivan Perver’in söylediği şarkıya ait
Mısralar Yılmaz ÖZDİL’in kaleminden
Aktarılmış Hürriyet’te”
Gelelim Sadede:
Hem Rauf TAMER’in görüşlerini yansıtan yazısı,
Hem de Yılmaz ÖZDİL’in kaleminden
Aktarılan Şivan Perver’in mısraları beynimde
Adeta şimşekler çaktırırcasına tenakuza
düşüren bir durum yarattı.
Kim doğru yazıyor? Kim doğruyu yansıtıyor?
Her yazının konusu ne olursa olsun şansı
düşüncelerine saygı duymakla birlikte, siz
okuyucularım aşağıda yansıtacağım şahsi
düşüncelerime ne dersiniz?
Müzik insanların ortak dili olmasına rağmen;
Şivan Perver’in mısraları kimlerin ortak dili ve
Ana fikri oluyor anlayamadım.
Anlayan beri gelsin. Beri gelsin ki,
Düşüncelerde tenakuzu yaratan bu durumu
çözelim. Malum işimiz çözmek ve çözüm!...
Ortaya konulan sahnelenen oyunda müzik
Dinletisinde! Beste güzel ama GÜFTE’deki
çapraşık fikirler AKORT’umun bozulmasına
sebep oldu.
Şivan ÇOBAN mı demektir? Eğer çoban ise,
Çobanın kavalını dinlemek de kırlarda özgürce dolaşmak kadar
güzeldir. Ve de kavalın akordu yoktur. Var
mıdır yok mudur onu da bilemem.
Eğer Akordunu yapamazsan kavalının;
Nasıl üflersen üfle kavalına,
Yolunu buldurursun davarına…
Ama bizlere 21. yüzyıl Türkiye’mizde,
Cumhuriyetimizin 95. yılını kutladığımız bu
Yılda kimse kavalını üfleyerek davar
Muamelesi yapamaz, koyun gibi güdemez…
Eğer bu kavalı koyunlar gibi dinlersek nereye
Gideceğimizi biz değil kılavuzumuz
ÇOBAN(I)lar bilir!
Dolayısıyla; kavalın akordu olmasa da,
Makamında çalan beste ne kadar güzel olursa
Olsun, kavalın mistik havasında (bizlere TC’ye
Hakaret edip adeta yok sayan) güftedeki
mısraları yutturmasınlar…
30 bin şehidimize ağladığını göremediklerimizi
Şivan Perver denilen
Şarkıcı teröristin “Kine Em” adlı
Türküsüne ağlıyorlar.
İşte türkünün sözlerinden bir bölüm:
“Kaç bin yıldır Kürdistan’ımız düşman,
Esaretinde,
Koruduk, biz doğuyu kan içici
Türklerden …”
Mısralarına sizler: ne yorum
Getiriyorsunuz?
Bence No comment: Sizce?
TÜRK-KÜRT-LAZ-ÇERKEZ-ABAZA
ROMAN hepimiz kardeşiz.
TEK DEVLET-TEK DİL-TEK BAYRAK altında
Sonsuza dek…
SONUMUZ HAYROLA TÜRKİYEM
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…
“AKORDU BOZANLARIN DİKKATİNE!” Başlıklı yazımı Aralık 2013’de
Kaleme almıştım. Bugün aynı konuyu gündeme getirip, temcit pilavı gibi önünüze sürdüysem; bir sebebi olsa gerek diye okurlarımın affına sığınıyorum.
Son günlerde Milli Marşımız “İSTİKLAL MARŞI”mızın BESTE ve GÜFTE’si yeniden değiştirilip gündeme getirilince açıkça ifade etmeyelim ki AKORDUM BOZULDU…
Denilebilir ki; “Siz bir müzik enstrümanı mısınız?” Akordunuz niye bozulsun ki? … Maalesef insanoğlu öyle bir enstrümandır ki; akordu bozuldu mu yapacak ustası ya da yedek parçası da yok. Bir kez kalp ve gönül kırılmaya gelmeyesiniz… Kırılan gönüllerin ne parçası ne ustası… Varsa beri gelsin! O HAL de de Bu HAL DE de
Onarımı zaman alır. Ortamın düzelmesi geçen ve gelişen durumlarla zaman alır.
Aslında 2013’te yazdığım yazı konusu değil sadece akort bozulmasına neden olan. Sebep mi ararsınız:
Haberler, Fiyat artışları, gayrisafi milli hâsıla, işsizlik, Borsa, Basın Hürriyeti(!) Dünya basını-medyasının bildiği manşet yaptığı olay ve haberleri gazetelerinde yansıtan basın mensuplarının malum durumları… Zorunlu istirahatler, Kadın Hakları(!) tacizler, ölümler, ülkemin dış borcu, torunlarımıza kadar yansıyacak bedeli, şeker fabrikalarının kaçan tadı!
Hayvanlara ithal saman, bizlere de ithal et, nohut, fasulye, mercimek ithali vs. vs. Kendi kendine yeten dünyanın 7 Tarım ülkesinden biri EVET TARIM ülkesiyiz ya!
Olumlu veya olumsuz yargıya müdahil olmam söz konusu olamaz zira “ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR” hepimizin bildiği ve de vaktinde “Ben bu işin savcısıyım”, “Ben de bu işin avukatıyım” diyen makama hoş gözükse de BOŞ!
Bütün bu olumsuzluklara karşı; Bir Fatiha, bir Yasin ve Bakara suresi yeter mi?
Yeterse her şeyin hayırlısı deyip hep birlikte ÂMİN!
Âmin diye en iyi niyetlerimle yazımı sonlandırırken, Milli Marşımız “İSTİKLAL MARŞI”mızın bir TV kanalında İLAHİ gibi oturulduğu yerden okunduğunu duyunca yerimden fırladım inanın!
Bazı yetkili kişilerin (müzik dalında değil!) Milli Marşımızın güfte ve bestesi hakkındaki yorumları… Türkçe bu satırlarımda anlatamam… Onun için “I am sorry and No Comment” diyorum kırık İngilizcemle mazur görün, toplumun milletimizin “ALLAH BİZLERE MİLLETİMİZE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI yazdırmasın diye” hançeremizden, kalbimizden, duygularımızı serzenişlerimizi duysunlar, ve bu işin uzmanları olsa dahi yılların gönüllerimize yerleştirdiği; o güzel duygu ve heyecanımızı törpülemesinler. Herkesin düşüncesine saygı duymakla birlikte, herkes bildiği işte ahkâm keserse toplum da pozitif ivme kazanır. Herkesin düşüncesi kendine. Ben şahsen eski köye yeni adet getirmeye ne dersiniz diye siz okuyucularımın yorumu ve tenkitlerine bırakıyorum… Yorum yok dedim ama… İsteyen nihavent, isteyen hicaz, nişaburek, kürdilihicazkâr makamından kendi şarkılarını söyleyebilir dinleyen uyan kimlerdir biz de görürüz.