Öncelikle araştırma ile ilgili birkaç noktayı anlatmakta fayda olacaktır.
Farazi sorulara verilen cevaplar genellikle varsayımlar üzerine kurulu olduğu için ikinci tur tercihlerini sormamayı tercih ettik. Araştırmamızda kararsızlar ve oy kullanmayacakların toplamı % 3,4 civarında olmuştur.
Bu oran herhangi bir seçim dönemine göre oldukça düşüktür.
Geçmiş çalışmalarda saha gözlemleri kararsız yahut protestocu seçmenin anketörleri reddettiği yönündeydi.
Yani kararsız kitle ankete de katılmıyor. Hal böyle olunca
kararsız ve protestocu seçmenlerin ankete katılmaması neticesinde ölçümleme yapmakta zorlanılır. Geçmişte bu durumda her zaman 6-7 puanlık bir seçmen boşluğu doğuyordu. Ancak 14 Mayıs da yapılacak seçimlerde bu boşluk 3-4 bandı seviyelerine inmiş durumda.
Öyle ki bu seçmenlerin CHP veya AKP seçmeni olmaktan çok SP, HDP ve İYİ PARTİ seçmenleri olmaları muhtemeldir. Şöyle ki; AKP seçmeni olmak hiçbir risk içermiyor, CHP seçmenleri ise genellikle siyasi pozisyonları çevreleri tarafından yıllardır bilinen insanlar ve bunu açıklamakta hiç bir sakınca görmüyorlar.
Netice itibarı ile sahada en kolay cevap alınan muhalif grup, CHP seçmenleri.
Ege, Akdeniz, Karadeniz, İç Anadolu ve Marmara bölgelerinde HDP seçmenleri fişlenme, hain veya terörist ilan edilme endişesi taşıyorken, İYİ PARTİ diyenlerin azımsanmayacak bir kısmının ise dile getirdikleri bazı çekincelerini görüyoruz. Partinin hala daha merkez sağ kimliğinden uzak olduğu ve geçmişte Akşener'in siyasi savrulmaları, partisi içerisinde ki yakın ekibinin tutarsız tavır ve söylemlerinin huzursuzluğunu yaşıyor olmalarını görüyoruz. Bu durumun akabinde öz eleştiri mekanizmasını işleten kesimin Demokrat Parti ye yönelme eğilimini görüyoruz.
Saadet partisi seçmenleri ise AKP seçmeni ile içiçe yaşıyor olmasından dolayı Mahalle baskısına maruz kalıyor.
Ancak Saadet Partisi'ne Kürt seçmelerden bir oy akışı var ve bu seçmen grubu da Risk almak istemiyor.
Tıpkı 7 Haziran ve 24 Haziran seçimleri sonrası 31 Mart yerel seçimlerinde olduğu gibi bir kısım AKP seçmeni sandığa gelmeyecek.
Bu seçmenler değişim isteyen fakat bu değişimin getireceği sonuçları kestiremediği için pasif kalmayı tercih eden seçmenlerdir. TBMM seçimlerinde muhalefetin kazanması ile bu grup Muhalefetin adayına oy vermese bile en azından sandığa gitmeyecektir.
Ancak TBMM, Cumhur İttifakında kalırsa, bu seçmenler ikinci turda Akp adayı Erdoğan olur ise Akp'ye oy vereceklerdir.
Bu seçmen grubu oyunu istikrar odaklı kullanıyor...
Erdoğan için en önemli problem de bu grubu ikna edecek ekonomik doneleri ve aday olup olamayacağı konularını net şekilde ortaya koyamamasıdır.
Bu seçmenler 2002 den itibaren istikrar için oy kullandılar ancak ekonomi o günlerden kat be kat daha kötü durumda.
ERDOĞAN bu kişileri istikrar olacağına ikna edemiyor. Ayrıca bu seçmen grubunda Açılım dönemini özleyen Kürt seçmenlerde var ve Erdoğan onlara sadece daha fazla çatışma sözü veriyor. Hüda-Par ve Saadet partisi bu kitle için bir ara durak olabilir..
Son günlerdeki Cumhur ittifakına davetler de bunun açık ve net göstergesidir. Saadet partisinden gelen sert ve kati red cevabı iktidarı Hüda par a mecbur kılacak öngörümüz son günler de ki görüşmeler ile netleşti. Bakalım bu flörtü MHP kanadı nasıl karşılayacak,ya da şöyle söylemek daha doğru; MHP seçmeni ne diyecek...
Bu süreç de Deva ve Gelecek Partileri de kısmi bir teveccüh bulmakta Kürt seçmenlerde. AKP hemen tüm muhalif partilere karşı oy kaybediyor.
Bunun dışında hemen her il de birçok konu da sessiz kalınması ve anlamsızca destek verilmesinden doğan rahatsızlık ile MHP oy kaybediyor. Son örnek Akp'li Mahir Ünal'ın TÜRKÇE ile ilgili yaptığı açıklamaya çok cılız ve sadece üstü kapalı bir eleştirinin gelmesi olmuştur. MHP'yi ayakta tutan bu oylar. CHP, İyi Parti'ye kaybettiği oyları aynı ittifakta yer alarak geri kazandıracak.
Geçmiş seçimlerde HDP barajı geçsin diyen bir grup protest seçmen özellikle Metropollerde HDP'ye oy veriyordu.
Bu seçmenlerde ise HDP'nin barajı geçememesinden çok Güneydoğu'da hile yapılacak bari buradan HDP'yi güçlü çıkaralım düşüncesi hakimdi. Ancak bu seçimde bunun olmayacağını net bir sekilde gözlemlemekteyiz.CHP seçmeninin bu seçimde Cumhurbaşkanlığı ile birlikte Parlemento çoğunluğunu düşündüğünü ve oy bölmeyeceğini biliyoruz. HDP seçmenlerinin ise net bir şekilde partilerine bağlı kaldıkları görülmekte.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise Kürt seçmenlerin Millet ittifakının adayı nı gördükten sonra karar vereceği tespitimiz Kemal Kılıçdaroğlu nun adaylık açıklamasından sonra netleşmiş durumda. Uzun süre tüm seçmenler de olduğu gibi
Kürt seçmen de de Millet ittifakının adayı kim olacak sorusu hakimdi.
Meral AKŞENER,Cumhurbaşkanlığı başbakanlık,bakanlık yapmış birçok ismin korktuğu bir ortamda parti kurarak seçimlerin kazanılma ümidini vermiş olmasından dolayı çok büyük sempatiye sahip olmasına rağmen Kürt seçmen de hiç bir karşılığı görülmemekte. Ancak Kılıçdaroğlu gerçeği ile karşı karşıya olduğumuz bir süreçdeyiz. Zira Kürt seçmen de aday olması durumunda Kılıcdaroğlunu destekleyebiliriz söylemi artık muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu nu destekleyeceğiz'e evrilmiş durumda.
İç Anadolu ve kırsal da AKŞENER ve Saadet Partisi Muhalif mesajların AKP kitlesine erişmesinde çok kritik bir rol oynuyor. Zira AKP'nin muhalefete uzak kalan tüm seçmenleri SP tabanı ile etkileşim içinde.
Saadet partisinin oy oranı bu seçimde geçmiş seçimlerde aldığı oylardan çok daha fazla olacağı gerçeği ile karşı karşıyayız. Sözün özü; seçimlere kadar çok kritik bir gelişme olmaz ise CB seçimi ikinci tura kalmayacak.
Yukarı da belirttiğimiz gibi Millet İttifakı'nın adayı ve Kürt seçmenin yanı sıra geçmiş de protestocu seçmen ve ilk kez oy kullanacak olan seçmenlerin adaya bakışı doğrultusunda. Seçim takviminin sonuna kadar onlarca anket piyasaya sürülecektir. Kimileri Cumhur ittifakının adayı kazanıyor, kimileri Kılıçdaroğlu kazanıyor diyecekler. Ancak bu seçim pekte öyle ısmarlama anketler ile algı operasyonları yapılabilecek bir seçim olmayacak. Saha pratiği olmayan, toplum refleksi nedir, nasıl harekete geçer ve nasıl harekete geçirilir bilmeyen insanların bilgisayar başında paket programlar ile yaptıkları anketlerin hiç bir hükmünün olmayacağı bu seçimde gün gibi aşikar.
İktidar kanadının yaptığı propogandanın ilk ve ana teması olan kaç seçim kaybetmiş
Kılıçdaroğlu nasıl kazanacak??
Seçmen bu algı operasyonuna da artık itibar etmiyor. Zira yerel seçimler de Kılıçdaroğlu nun yaptığı hamleler ve gösterilen adaylar ile 25-30 yıl sonra kazanılan Büyük şehirler...
Saha pratiği olan ve sahaya hakim olan, toplum refleksi nasıl harekete geçer ve nasıl harekete geçirilir çok iyi bilen bir Kılıçdaroğlu var artık bu seçim de..
Cumhur İttifakı meclis çoğunluğunu kaybedecek.
Ancak muhalefet partileri ekonomi konusunda AKP'NİN yapamadığı şeyi yapmalı ve EKONOMİYİ nasıl KURTARACAKLARINA YÖNELİK ciddi bir program açıklamalıdırlar.
Bu iyi anlatılırsa AKP bir daha asla toparlanamaz.
Bu konuda muhalefette büyük bir eksiklik görünmekte...
Seçimin sonucunu yaşanan ağır deprem sonrasında daha da yara alan ekonomi nin belirleyeceğini unutmamak da fayda var. Ki, unutanların da seçmen tarafından unutulacağı bir seçim süreci bizi bekliyor...
Kesinlikle haklısın kardeş.Seçin büyük bir süpriz olmazsa millet ittifakının kazanmasıyle sonuçlanacaktır ...Bunu güclendirmek için yapacaklarını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyman gerekmektedir...????♥️