Çalıkuşu, itirazında, “Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tazminat davalarında ihtisas dairesidir. Usul hukuku cümlesinden olan dava açma süresi gibi usulü bir konuda Yargıtay ihtisas dairesinde 5 üyenin 3’e 2 olarak ayrışması da çok dikkat çekicidir. Bu durum dahi başlı başına haklı davanın reddine gerekçe yaratma telaş ve gayretinin ispatıdır” ifadelerini kullandı.
Gerekçeli karar açıklandı
Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu, AYM kararını uygulamayan dört hâkim hakkında tazminat davası açmıştı.AYM kararını uygulamamasına rağmen, ödüllendirilerek HSK tarafından Yargıtay üyeliğine seçilen Orkun Dağ hakkındaki 50 bin TL’lik tazminat davası, bu nedenle Yargıtay’a gönderilmişti.Davaya bakan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, zamanaşımını gerekçe göstererek başvuruyu reddetti.İkiye karşı üç üyenin oyuyla verilen kararın gerekçesi açıklandı.HMK yerine CMK
Kararda, tazminat davası HMK’ya göre açılmış olmasına rağmen, üç üye, CMK’ya göre hak düşürücü süreyi hesapladı. Dört sayfa boyunca neden CMK’nin, “koruma tedbiri” başlıklı maddesinin davada uygulandığını açıklamaya çalışan üç üye, “CMK’nin nispeten davayla ilgili daha fazla özel hüküm içerdiği” gerekçesini gösterdi.Muhalif üyelerden net tavır
İki üyenin karşı oy yazıları da gerekçeli kararda yer aldı. Karşı oy kullanan Hulusi Akdere, kararında, “Anayasamızın 153/5.maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Davacının yargılandığı Ağır Ceza Mahkemesinde Anayasa Mahkemesi'nin uzun tutukluluğa ilişkin hak ihlali kararı Ağır Ceza Mahkemesince dikkate alınmamıştır. Bu nedenle HMK'nun 46.maddesinde belirtilen açık kanun hükmüne aykırılık bulunmaktadır.Davacı yararına tazminat koşulları oluşmuştur. Zaman aşımı ve hak düşürücü süre söz konusu değildir. Davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken hak düşürücü nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum” ifalerini kullandı.Karşı oy kullanan diğer üye Mustafa Çakmak da davada neden HMK kurallarının uygulanması gerektiğini belirtti. Çakmak, HMK’ye göre hak düşürücü zamanaşımı süresinin iki yıl olduğuna da dikkati çekti.Avukattan isyan: Koruma gayreti
Avukat Çalıkuşu, karara itiraz ederek davayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na taşıdı.
Çalıkuşu, karşı oy gerekçesinde, CMK’nin 141. Maddesiyle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. Maddesindeki ifadeleri karşılaştırdı.
Çalıkuşu, şöyle devam etti: "Tüm bu açıklamalar karşısında, hakimlerin genel olarak hukuki sorumluluğunu düzenleyen mevzuat ile koruma tedbirlerinden kaynaklanan tazminata ilişkin mevzuat arasında, genel özel kanun ilişkisi ya da önceki-sonraki kanun ilişkisinin varlığından söz edilemeyeceği açıktır.
Bu iki kurum arasında genel kanun -özel kanun ilişkisi ya da önceki kanun - sonraki kanun ilişkisinden bahsedilemez. Biri diğerinin yerine geçemez… Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tam da Anayasa Mahkemesi Genel Kurul kararında olduğu gibi, davanın CMK 141. Maddeye göre açıldığı bahanesine sarılıp, Anayasa’yı yok sayan hâkimi koruma gayreti içine girmiştir. Yoksa bu dilekçede arz ettiğim yasal mevzuatı ve kararları bilmiyor olduklarını hiç düşünmek istemem."