CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP 19. Olağanüstü Tüzük Kurultayı’nın açılışında partililere seslendi. Hükümetin toplumu duyarsızlaştırmaya, susturmaya ve bunu normalleştirmeye çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, “Bizlere düşen görev, nasıl bu olaylar gündeme geldiğinde dik duruşumuzla karşı çıkıyorsak, karşı çıkmayı sürekli hale getirmemiz gerekiyor. Bizim dışımızda karşı çıkan hiç kimse yok. Acaba CHP’yi de nasıl sustururuz, yönlendirebiliriz. Bu tuzağa hiçbir CHP’linin düşmemesi lazım. dediTürkiye demokrasisinin işgal altında olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Üniversiteleri susturulan bir Türkiye’de yaşıyoruz. En çok konuşması gereken üniversiteler suskun. Susturulmuş bir üniversite gerçeğiyle karşı karşıyayız. Parlamentonun yetkilerinin gasp edildiği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Suçluyu siyasi otoritenin belirlediği bir Türkiye’de yaşıyoruz. 21. yüzyıl Türkiye’sinde demokrasi işgal altında. İnsanlar nefes alamıyorlar.” diye konuştu.Konuşmasında bazı partilileri de eleştiren Kılıçdaroğlu, “kendi çıkarını kollayanların bu partide işi yok onları kapı dışarı edeceğiz” dedi. Parti tüzüğünde yapılacak değişiklikler konusunda da bilgi veren Kılıçdaroğlu, ön seçimin kaldırılacağı söylentilerinin gerçeği ifade etmediğini belirterek “delege avcılığı yapanların bu ülkeye faydası yok” dedi.Disiplinli, özgüveni yüksek bir örgüt kuracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, partiden izinsiz televizyon ekranına çıkan milletvekillerine, “Ben milletvekili seçildim, istediğim kanala çıkarım, istediğim gibi konuşurum diyenler, izin almadan çıkıyorsa, bu partide yeri yoktur. Eski hastalıkları hala bir şekilde gündeme getirenleri de uzaklaştıracağım. Söylediği sözün ne anlama geldiğini bilen örgüt ve parti militanı üyeler istiyorum.” diye seslendiKılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:Yavuz Karan arkadaşımız aramızda yok Allah’tan rahmet diliyorum. Bugün İstanbul’da Cumhuriyet gazetesi çalışanları ile ilgili bir dava var. Haksız olarak Ahmet Şık 434, Akın Atalay ve Murat Sabuncu 495 gündür tutuklu. Suni bir iddianame ile bu arkadaşlar bir yıldan fazladır hapisteler. Umarız bugünkü duruşmada bu arkadaşlar serbest bırakılır.
Hükümet öyle bir algı yaratıyor ki gazeteciler normal bir şekilde hapiste yatıyorlar. Milletvekilleri uzun süredir hapiste. Toplum bir süre sonra bunları kanıksamamaya başlıyor. En büyük tehlikelerden birisi bu. Bizlere düşen görev, nasıl bu olaylar gündeme geldiğinde dik duruşumuzla karşı çıkıyorsak, karşı çıkmayı sürekli hale getirmemiz gerekiyor. Bizim dışımızda karşı çıkan hiç kimse yok. Acaba CHP’yi de nasıl sustururuz, yönlendirebiliriz… Bu tuzağa hiçbir CHP’linin düşmemesi lazım.
Davaya inanan insanların özelliği ben yarın ne olacağım kaygısı taşımayanlardır. “Milletvekilliğim garanti mi?” diye söyleyenlerin dava insanı olmaya hakları da hukukları da yoktur. Dava insanı olanların mevkisi yoktur, makamı yoktur, yeri yoktur. Sen hiçbir şey olamazsın, senin bu partide yerin de yoktur kardeşim. Bireysel çıkar peşinde koşanların bu partide yeri yoktur.
Hükümet öyle bir algı yaratıyor ki gazeteciler normal bir şekilde hapiste yatıyorlar. Milletvekilleri uzun süredir hapiste. Toplum bir süre sonra bunları kanıksamamaya başlıyor. En büyük tehlikelerden birisi bu. Bizlere düşen görev, nasıl bu olaylar gündeme geldiğinde dik duruşumuzla karşı çıkıyorsak, karşı çıkmayı sürekli hale getirmemiz gerekiyor. Bizim dışımızda karşı çıkan hiç kimse yok. Acaba CHP’yi de nasıl sustururuz, yönlendirebiliriz… Bu tuzağa hiçbir CHP’linin düşmemesi lazım.
TÜRKİYE DEMOKRASİSİ İŞGAL ALTINDA
Üniversiteleri susturulan bir Türkiye’de yaşıyoruz. En çok konuşması gereken üniversiteler suskun. Susturulmuş bir üniversite gerçeğiyle karşı karşıyayız. Parlamentonun yetkilerinin gasp edildiği bir Türkiye’de yaşıyoruz. Suçluyu siyasi otoritenin belirlediği bir Türkiye’de yaşıyoruz. 21. yüzyıl Türkiye’sinde demokrasi işgal altında. İnsanlar nefes alamıyorlar.Hükümet BM’ye başvurarak biz adil yargılama, tutulanlara insanca davranmayacağız diye BM’ye başvurdu ve iradesini beyan etti. Hiç kimsenin bu süreçte can ve mal güvenliği yok. Gayri meşru bir referandumla anayasa değiştirildi. Demokratik hukuk devletinin işlevsiz hale getirilmek istendiği görülüyor. Önce parti devletine şimdi de haneden devletine dönüşen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Hanedanı ile birlikte bir tek adam rejimi. Kuvvetler ayrılığı ilkesi yok edilmiş tek adam rejiminin tutsağı haline getirilen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Özgür iradesi ile dış politikasını belirleyen bir Türkiye değil, egemen güçlere göre politikasını belirleyen bir Türkiye’den bahsediyorum. Toplumu ayrıştırarak, bölerek, kendi güvencesi altına almak istediği bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. En kritik kararlarda, devleti yönetenlerin aldatıldık itirafları ile karşı karşıya geldiğimiz bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız.“TÜRKİYE EKONOMİSİ TEFECİLERE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR”
İki yakası bir araya gelmeyen Türkiye ekonomisini tefecilere peşkeş çeken bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Toplanan vergilerin hesabının verilmediği, sorulduğunda da suçlu konuma düşürülen bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu rejimin adı hanedan, tek adam rejimi. Düzenin adı da haramiler düzeni. Haramilerin saltanatını yıkmadıkça yatağımızda rahat uyuyamayacağız. Bizim boynumuzun borcudur haramilerin saltanatını yıkmak. Çünkü bir Kuvayı Milliyeciyiz.Bizim temel ilkemiz, söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Bu saflara elbette ki ister muhafazalar, ister ülkücü, ister milliyetçi, ister mukaddesatçı, ister Atatürkçü kim olursa olsun hep beraber bu mücadeleye getireceğiz. Bu mücadele bizim ortak mücadelemizdir. Bu davaya önce inanmamız gerekiyor.“‘DAVAYA İNANANLAR ‘BEN YARIN NE OLACAĞIM’ KAYGISI TAŞIMAYANLARDIR”
Yok etmek isteyeceklerdir ama asla yok edemeyeceklerdir. Çünkü, bir haklıyız, gururluyuz, onurluyuz. Her CHP’linin bir dava insanı olması gerekir. Kadın-erkek eşitliğinin savunulması ortak davamızdır. Dün Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Aydın’dan kadın muhtarlara seslendim. Çağrı yaptım, yüzde 33 cinsiyet kotasını Siyasal Partiler Yasası’na koyalım diye. Aynı çağrıyı yine yapıyorum. Yüreğiniz yetiyorsa, kadınlara saygınız varsa, parlamentoda grubu bulunan bütün siyasi partiler, en az yüzde 33 cinsiyet kotasını yasalaştıralım. Biz bunu yapacağız. Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşımak ortak davamızdır.Davaya inanan insanların özelliği ben yarın ne olacağım kaygısı taşımayanlardır. “Milletvekilliğim garanti mi?” diye söyleyenlerin dava insanı olmaya hakları da hukukları da yoktur. Dava insanı olanların mevkisi yoktur, makamı yoktur, yeri yoktur. Sen hiçbir şey olamazsın, senin bu partide yerin de yoktur kardeşim. Bireysel çıkar peşinde koşanların bu partide yeri yoktur.