1. Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı Haliç Üniversitesinin kurucu vakfıdır. Üniversitenin mütevelli heyeti ve mütevelli heyeti başkanı Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı tarafından seçilir.2. 30.MAYIS. 2012 yılında Prof. Dr. Ali Sinan ARTAN Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’ nın mütevelli heyeti tarafından Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak seçilir. Prof. Dr. Ali Sinan ARTAN seçilir seçilmez bağımsız bir denetim kuruluşuna üniversitenin mali yapısını inceletir ve daha önceki yönetimin 6 milyon TL lik kasa açığı ve toplamda 15 milyon TL lik bir yolsuzluğunu bulur ve eski yönetici Gündüz Gedikoğlu, ailesi ve diğer yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunur.3. Her ne hikmetse o zaman ki YÖK Başkanı Sayın GÖKHAN ÇETİNSAYA, Prof. Dr. Ali Sinan ARTAN’I ödüllendireceğine görevden alma yazısı gönderir ve akabinde illegal bir genel kurulla Gündüz Gedikoğlu ve ailesinin can simidi olarak sarıldıkları MANSUR TOPÇUOĞLU paralel kudreti sayesinde yönetime getirilir.4. Bunun üzerine Mütevelli Heyeti Başkanı olan Prof. Dr. ALİ SİNAN ARTAN ‘da Ankara 11. İdare Mahkemesi ‘ne başvurarak Ankara 11. İdare Mahkemesinin 11.06.2013 tarih ve 2012 / 1426 Esas ve 2013 / 896 Sayılı Kararı alır ve T.C. Danıştay 8. Dairesi de 10.09.2013 tarih ve 2013 / 7968 Esas sayılı bu kararı onar.5. Prof. Dr. ALİ SİNAN ARTAN bu mahkeme kararını YÖK’e tebliğ eder ancak YÖK’ün görevden aldığı gibi hocayı göreve iade etmesi gerekirken topu Bizim Lösemili Çocuklar Vakfına atar ve vakfa hocanın mahkeme kararı gereğince göreve iadesi edilmesi için yazı yazar. Ancak O günkü Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı yöneticileri ve Gedikoğlu ailesi haklarında suç duyurusunda bulunmuş bir mütevelli heyeti başkanını tekrar geri göreve atamayacakları aşikârdır.6. Prof. Dr. ALİ SİNAN ARTAN bu mahkeme kararını mülki amire uygulatarak üniversiteye kolluk kuvveti ile oturur ancak aynı gün dönemin İstanbul valisi HÜSEYİN AVNİ MUTLU vali yardımcısı HAYRULLAH SUN ve Şişli emniyet müdürü ÜNAL ALTINER Üniversiteye bizzat gelerek olaya müdahil olurlar ve Prof. Dr. ALİ SİNAN ARTAN’I DARP EDEREK üniversiteden dışarı atarlar. Not: bu üç isimde paralel yapı kapsamında tutuklanmış bulunmaktadır.7. Hoca bu sefer YÖK Başkanı GÖKHAN ÇETİNSAYA ‘ya yargı kararını uygulamamaktan dolayı ceza davası açar ve kazanır. Ancak dönemin Milli Eğitim Bakanı Kararı uygulamaz.8. Hocanın Haliç Üniversitesindeki mevcut hukuksuz durum ve yolsuzluklar için YÖK ve diğer kurumlara yaptığı tüm şikâyetlere rağmen Gündüz Gedikoğlu ve FEHMİ KORU tarafından desteklenen Av. MANSUR TOPÇUOĞLU tarafından oluşturulan çete tarafından yaklaşık 4 yıldır üniversiteye sokulmamış ve hem vakıf ve hem üniversite akıl almaz bir borç batağına düşürülmüştür9. Haliç Üniversitesinin bütün şikâyet ve çabalara rağmen soyulmasında YÖK yönetiminin ve başındaki YEKTA SARAÇ’IN duyarsız tavrı olduğu çok açıktır. Sonunda şikâyetler doğrultusunda 2016 yılında Haliç Üniversitesinin hesapları iyice incelenmiş ve YEKTA SARAÇ’IN muhalefet şerhine rağmen YÖK denetleme kurulunun raporu doğrultusunda yolsuzlukları tespit edilen yönetime el çektirilmiş ancak tüm bunlara rağmen HALİÇ ÜNİVERSİTESİ hak sahibi olan Prof. Dr. ALİ SİNAN ARTAN’A verilmemiş ve yönetim hukuksuz bir şekilde geçici olarak Hami Üniversite olan İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’NE verilmiştir.
2014'TE DENETİME İZİN VERMEDİ
2014'te yapılan denetimlerde üniversitenin kasa açığı verdiği tespit edildi. İkazlar dikkate alınmadı, 2016'da ise üniversitenin usulsüz kaynak aktarımı yaptığı, çalışanların maaşlarının ödenmediği, üniversitenin piyasaya yüz milyonlarca lira borcu olduğu ihbarları üzerine yapılan denetimlerde, eski mütevelli heyeti başkanı Topçuoğlu'nun belge verilmesini engelleyerek denetime izin vermediği tespit edildi. YÖK 12 Mayıs 2016'da üniversitenin faaliyet izninin durdurulmasına ve yönetimin garantör üniversite olan İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesine karar verdi.
ÇEKLERİ ÇUVALLA KAÇIRIYORDU
Polis eşliğinde İstanbul Üniversitesi yönetiminin Haliç Üniversitesi'nde yönetimi devralmaya gittiği gün, Topçuoğlu'nun odasındaki 68 bin TL'lik nakit para ile öğrenci senet ve çeklerini çuvala koyarak arabasının bagajına götürttüğü, muhasebe kayıt sisteminde gelir ve gider kaydını sildirmeye çalıştığı tespit edildi. Paralar, senet ve çekler kurtarılırken, muhasebe işlemleri uzman ekipler tarafından incelemeye alındı. Yapılan incelemelerde yüzyılın vurgunu ortaya çıktı.
Üniversitede çalışan birine ait bir dershane, Özel Haliç Koleji olarak yüzde 75'i Topçuoğlu ve yüzde 25'i baldız C.A. tarafından satın alınıyor. Kolejin Yeşilköy'deki binasına üniversite kaynaklarından tadilat yaptırılıyor, üniversitenin meslek yüksekokulunun bulunduğu binanın yarısı bu koleje kiralanıyor. Üniversite aynı binaya aylık 500 bin TL kira öderken, kolej 20 bin TL kira ödeme anlaşması yapıyor. Üniversite personeli olan 15 kişi Haliç Koleji'nde çalıştırılıyor. Haliç Üniversitesi halen koleje 387 bin TL borçlu gözüküyor.
PARALAR 'MASAL' OLDU
Ortakları arasında yönetmen Sinan Çetin ve Mansur Topçuoğlu'nun akrabası Remzi Topçuoğlu'nun da bulunduğu Imageroom Reklam Ajansı ve Masal Prodüksiyon Şirketi, kira ödemeksizin üniversitenin binasını kullanıyor. Çalışan 35 kişinin maaşları üniversiteden ödenirken, şirket adına alınan 376 bin TL değerindeki demirbaş üniversite tarafından karşılanıyor.
Mansur Topçuoğlu, Prestige Mall AVM'yi satın alarak AVM'nin temizlik, kırtasiye ve çalışanların iş kıyafetlerinin ödemesini Haliç Üniversitesi'nden yaptırıyor. AVM'de prestijli firmaların yer alması için üniversite personeli girişimlerde bulunuyor.
SGK'DAN PRİM KAÇIRILDI
Üniversite giriş sınavında barajı geçemediği için herhangi bir üniversiteye kayıt yaptıramayan lise mezunu 28 öğrencinin, özel öğrenci statüsüyle 2014'ten itibaren üniversiteye kayıtları yapılmış. Kanunlara göre böyle bir uygulama mümkün değil.
Üniversitenin piyasaya 180 milyon liraya yakın borcu var. Ayrıca üniversite personelinin ücretleri asgari ücretten, hocaların ders saatlerinin en alt limitten gösterilerek SGK'dan prim kaçırıldı. Normal şartlar altında 9 bin kadar öğrencisi olan Haliç Üniversitesi'nin yıllık ortalama 80 milyon TL geliri ve iyi bir yönetime sahip olması halinde ise tüm binaları kiralık olmasına rağmen 70 milyon TL gideri olacağı tahmin ediliyor.
BALDIZIN TERAS GIDASI İHYA EDİLDİ
Mansur Topçuoğlu'nun baldızı C.A.'ya ait olan Teras Gıda Ltd. Şti. ihale yapılmaksızın üniversitenin tüm kampuslarındaki yemek, kantin, kafeterya, organizasyon işlerini 10 yıllığına devraldı. Buna karşılık Teras Gıda, 3 yıl ödemesiz olmak üzere yıllık 60 bin TL kira ödemesi yapacak ve ayrıca kullandığı elektrik, su, doğalgaz vb. giderleri de ödeyecekti. Ancak şirket bugüne kadar üniversiteye hiçbir ödeme yapmadı. Ayrıca şirket, üniversiteden 10 yıllığına kiraladığı kantinleri başka işletmelere kiralayarak yıllık toplam 310 bin dolar tahsil etti. Topçuoğlu'nun talimatıyla üniversite hesaplarından Teras Gıda'ya karşılıksız 1 milyon TL'den fazla ödeme yapıldı.
ÖĞRENCİLER HALA BORÇLU GÖZÜKÜYOR
Mansur Topçuoğlu'na ait olan Reyman Hukuk Bürosu, üniversitenin genel vekili olarak tayin edilmiş. Üniversitede eğitim ücretlerini senet karşılığı ödeyen öğrenciler ödemelerini bu büroya yapmış, ancak ödemeler üniversite hesabına geçirilmemiş. Dolayısıyla öğrenciler sistemde hâlâ borçlu gözüküyor. Topçuoğlu'nun şahsına ait olan Yeni Yüzyıl gazetesinin tüm demirbaşları üniversite tarafından alınmış. Gazete, üniversiteye ait binayı tek kuruş kira ödemeden kullanıyor, gazetede çalışan 110 kişinin ücretleri yine üniversitece ödeniyor. Hatta gazetenin günlük dağıtımı bile üniversitenin araçlarıyla yapılıyor..Kaynak.https://www.ahaber.com.tr/gundem/2016/07/06/halic-universitesinde-asrin-egitim-vurgunu-1467779013
Prof. Atar geçtiğimiz günlerde YÖK tarafından güya uzaklaştırılıyor, diye Kırgızistan'daki Kırgız-Türk Manas Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti Üyeliğine atandı. Kırgızistan, FETÖ'nün en güçlü olduğu ülkelerin başında geliyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, FETÖ'nün bu ülkede darbe yapabileceği konusunda uyaran bir açıklama yapmıştı.”http://www.superhaber.tv/skandalfetocu-yok-uyesi-yavuz-atari-manas-universitesine-nasil-atadilar-14567-haber3-Kırgızistan’daki Manas Üniversitesi Orta Asya’daki FETÖ karargâhı olarak bilinir. Aydınlık gazetesi yazarı İsmet Özçelik de 27 Eylül 2016 tarihindeki “FETÖ fidanlığı Manas Üniversitesi” başlıklı yazısında sizden söz etmiş. O da şunları yazıyor hakkınızda:“Manas Üniversitesi Uzun süredir gündemde. FETÖ üniversiteyi merkez yapmış. Kendilerinden olmayan öğretim üyelerine her türlü şiddeti uyguluyorlar. Ama YÖK’ün kılı kıpırdamıyor.Bu durum, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da değişmemiş. Hatta yeni yapılan atamalarda bile “FETÖ’cü” diye bilinen isimler tercih edilmiş.Manas Üniversitesi’nde görev yapmış bir grup öğretim üyesi ziyaretime geldi. Anlattıkları vahim. Prof. Dr. Yavuz Atar’a dikkat çektiler. Atar’ın Mimoza Basın Yayın ve Dağıtım Ltd. Şirketi’nin ortağı olduğunu söylediler.Ellerinde Ticaret Sicili gazetesi vardı. Atar’ın ortak olduğu şirketin diğer ortaklarını gösterdiler. İlk ortak Sami Karahan. Karahan aynı zamanda Bank Asya yönetim kurulu üyesi. İlişkiler karışık.”https://www.aydinlik.com.tr/feto-fidanligi-manas-universitesi4-Bu maddede iki soru birden.a)Manas üniversitesindeki geçmişte görev yaptınız mı? Yaptınızsa Manas üniversitesinin FETÖ karargâhı hâline dönüşmüş olması konusundaki iddialara dair neler dersiniz?b) FETÖ kuruluşu olduğu ve bu nedenle kapatıldığı iddia edilen bir şirket olan MİMOZA Basın Yayın ve Dağıtım Ltd. Şirketi’nin ortağı olmanızın kabul edilebilir izahı var mı?5-Bu yazıda Mimoza’daki ortağınız Sami Karahan için şu ifadeler kullanılıyor:“Cemaatin ensesine çöktüğü” şirketlerde yönetim kurulu üyeliği yapmak üzere görevlendirilen Avukat Prof. Dr. Sami Karahan”Yazıyı kaleme alan rahmetli Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya. Yazının girişi şöyle:Yeni Akit gazetesi yayın koordinatörü Hasan Karakaya bugün “İlhan İşbilen, Evyap Ailesi’ne nasıl ve niçin damat oldu?” başlıklı yazısında FETÖ'cü terör örgütünün Evyap Holding’e nasıl çökme operasyonu yaptıklarını anlattı.Tipik bir FETÖ operasyonu ile Evyap’ı önce yolsuzluk suçlamalarıyla çökertme sonra da üzerine çökmeye yönelik kumpası anlatan bir yazı. Sami Karahan da bu çökme operasyonunda davayı İlhan İşbilen adına avukat olarak takip ediyor. Meraklıları için:http://www.medyagundem.com/fetonun-dev-bir-holdinge-cokme-operasyonu/Aynı Sami Karahan, Bank Asya’ya yönelik operasyonları da “Hukuksuzluk ve rezalet” diye nitelendirmiş ve bunu yapanların uluslararası mahkemelerde yargılanacağını söylemiş. Yani ortağınız.http://www.hukukihaber.net/gundem/prof-dr-sami-karahan-29-yillik-banka-hukuku-hocasiyim-boyle-rezalet-gormedim-h52687.html6- 7 Ocak 2017 tarihli siz ya da arkadaşlarınız tarafından sansürlettirilen yazımda Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Münci Yağcı’ya hayatı çekilmez kılan ve 15 Temmuz sonrasında da FETÖ ihraçları kapsamında atılan ve tutuklanan Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Küçükberber’in koruyucusu olduğunuz aşağıdaki yazıda iddia ediliyor. Ne dersiniz?http://www.durusgazetesi.com/guncel/yavuz-atar-i-yok-te-kim-koruyor-h35579.html7-Aynı yazıda eşinizi henüz evlenmeden önce öğrencilik yıllarında Selçuk Üniversitesi’nden YÖK torpiliyle mezun ettirdiğiniz ileri sürülüyor. Ne dersiniz?8-Aynı yazıda Hakkari Üniversitesi’nde 5 Kasım 2015 tarihinde patlak veren formasyon yolsuzluğunu belgeleyerek bir dosya hâline getiren araştırma görevlisi E.İ’nin iddiaları var. E. İ. bu yolsuzluk dosyasını size gönderdiği ama dosyanın sizin elinize ulaştıktan sonra “kaybolduğu”nu ileri sürüyor. Ne dersiniz? Sebebi FETÖ’den tutuklanan Hakkari Üniversitesi Rektörü Ebubekir Ceylan ile olan yakınlığınıza da yoruluyor yazıda. Bunun bir etkisi var mı?9-Konya’da gazeteci Murat Güzel tarafından ortaya atılan iddiaya göre Konya savcılığının size Mevlana üniversitesi ile ilgili olarak gönderdiği FETÖ/PDY soruşturmasıyla ilgili dosya da kaybolmuş. Bu doğru mu?10-Bakın geçen akşam muhtemelen Cumhurbaşkanı’nın medyaya verdiği iftarda karşılaştığınız Yeni Akit Yazarı Mehtap Yılmaz’ın da “Dicle Üniversitesi’nin kediciği YÖK’te” başlıklı yazıda soruları var size:“AYM başkanı Zühtü Aslan, İngiltere ev arkadaşııın, anladııık… Ya FETÖ kamikazesi hemşehrin Aydoğan Vatandaş? Onunla Konya’da ne işler karıştırdın? Yıl 2008-2009… Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen “Kurumsal Yönetim Perspektifinde Yargı Reformunun Desteklenmesi Projesi’’nde perde arkasında AIPAC için mi çalıştın?Hadi amaaaa…Bir yere kaçmak yoooook!Ey YÖK! Seni göreve çağırıyorum!Biiiiir… YÖK Başkan Vekili Yavuz Atar, Dicle Üniversitesi’ndeki derin FETÖ yapılanmasına dikkat çeker çekmez, Notre Dame’ın kamburu ve bili bili FETÖ kediciğini YÖK’te hangi amaçla ağırladığını açıklasın!İkiiii… Yavuz Atar’ın müstakbel eşinin Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden YÖK torpiliyle mezun ettiği iddialarının doğruluğu araştırılsın!Üüüüç… YÖK Başkanvekili Yavuz Atar’ın, FETÖ terör örgütünün “kamikaze” yayınevlerinden Mimoza Basım Yayın Şirketi’nin ortağı olduğu (basına yansıdığı hâlde) hâlâ YÖK başkan vekilliğini sürdürmesi FETÖ ile mücadelenin neresindedir? YÖK lütfen bunu kamuoyuna açıklasın!”http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/mehtap-yilmaz/dicle-universitesinin-kedicigi-yokte-15170.htmlEh Mehtap Yılmaz’ın sorularını da cevaplarsınız sanırım bu arada.Evet, Prof. Dr. Yavuz Atar’a sorular bunlar. Gelecek yazıda ise Ömer Anayurt ile el konulan Haliç Üniversitesi kayyumu tarafından gönderilen açıklamalara yer vereceğim...Kaynak http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/597282.aspx
NELER OLMUŞTU?
YÖK üyesi Emin Zararsız, tarihi vurgun yaşanan Haliç Üniversitesi’ndeki yolsuzlukları anlattı: Üniversitenin piyasaya 180 milyon TL borcu var. Üniversiteyi kazanamayan öğrenciler bile üniversiteye kaydettirildi.
Türkiye'de ilk kez YÖK'ün faaliyet iznini durdurarak İstanbul Üniversitesi'ne devrettiği Haliç Üniversitesi'nde ortaya çıkan yolsuzluklar, Cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim yolsuzluğu olarak tarihe geçti. Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı İstanbul'da AVM alabilecek kadar zengin olurken, sahibi bulunduğu Yeni Yüzyıl gazetesinin ise tüm demirbaşlarını üniversiteye aldırdığı tespit edildi. YÖK tarafından Haliç Üniversitesi'ne gözlemci üye olarak görevlendirilen YÖK Üyesi Dr. M. Emin Zararsız, Haliç Üniversitesi'ne el konulmasına neden olan yolsuzluklar ve eski Mütevelli Heyet Başkanı Mansur Topçuoğlu ile ilgili iddiaları SABAH'a değerlendirdi. İşte özetle Zararsız'ın anlattıkları:2014'TE DENETİME İZİN VERMEDİ
2014'te yapılan denetimlerde üniversitenin kasa açığı verdiği tespit edildi. İkazlar dikkate alınmadı, 2016'da ise üniversitenin usulsüz kaynak aktarımı yaptığı, çalışanların maaşlarının ödenmediği, üniversitenin piyasaya yüz milyonlarca lira borcu olduğu ihbarları üzerine yapılan denetimlerde, eski mütevelli heyeti başkanı Topçuoğlu'nun belge verilmesini engelleyerek denetime izin vermediği tespit edildi. YÖK 12 Mayıs 2016'da üniversitenin faaliyet izninin durdurulmasına ve yönetimin garantör üniversite olan İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesine karar verdi.
ÇEKLERİ ÇUVALLA KAÇIRIYORDU
Polis eşliğinde İstanbul Üniversitesi yönetiminin Haliç Üniversitesi'nde yönetimi devralmaya gittiği gün, Topçuoğlu'nun odasındaki 68 bin TL'lik nakit para ile öğrenci senet ve çeklerini çuvala koyarak arabasının bagajına götürttüğü, muhasebe kayıt sisteminde gelir ve gider kaydını sildirmeye çalıştığı tespit edildi. Paralar, senet ve çekler kurtarılırken, muhasebe işlemleri uzman ekipler tarafından incelemeye alındı. Yapılan incelemelerde yüzyılın vurgunu ortaya çıktı.
Üniversitede çalışan birine ait bir dershane, Özel Haliç Koleji olarak yüzde 75'i Topçuoğlu ve yüzde 25'i baldız C.A. tarafından satın alınıyor. Kolejin Yeşilköy'deki binasına üniversite kaynaklarından tadilat yaptırılıyor, üniversitenin meslek yüksekokulunun bulunduğu binanın yarısı bu koleje kiralanıyor. Üniversite aynı binaya aylık 500 bin TL kira öderken, kolej 20 bin TL kira ödeme anlaşması yapıyor. Üniversite personeli olan 15 kişi Haliç Koleji'nde çalıştırılıyor. Haliç Üniversitesi halen koleje 387 bin TL borçlu gözüküyor.
PARALAR 'MASAL' OLDU
Ortakları arasında yönetmen Sinan Çetin ve Mansur Topçuoğlu'nun akrabası Remzi Topçuoğlu'nun da bulunduğu Imageroom Reklam Ajansı ve Masal Prodüksiyon Şirketi, kira ödemeksizin üniversitenin binasını kullanıyor. Çalışan 35 kişinin maaşları üniversiteden ödenirken, şirket adına alınan 376 bin TL değerindeki demirbaş üniversite tarafından karşılanıyor.
Mansur Topçuoğlu, Prestige Mall AVM'yi satın alarak AVM'nin temizlik, kırtasiye ve çalışanların iş kıyafetlerinin ödemesini Haliç Üniversitesi'nden yaptırıyor. AVM'de prestijli firmaların yer alması için üniversite personeli girişimlerde bulunuyor.
SGK'DAN PRİM KAÇIRILDI
Üniversite giriş sınavında barajı geçemediği için herhangi bir üniversiteye kayıt yaptıramayan lise mezunu 28 öğrencinin, özel öğrenci statüsüyle 2014'ten itibaren üniversiteye kayıtları yapılmış. Kanunlara göre böyle bir uygulama mümkün değil.
Üniversitenin piyasaya 180 milyon liraya yakın borcu var. Ayrıca üniversite personelinin ücretleri asgari ücretten, hocaların ders saatlerinin en alt limitten gösterilerek SGK'dan prim kaçırıldı. Normal şartlar altında 9 bin kadar öğrencisi olan Haliç Üniversitesi'nin yıllık ortalama 80 milyon TL geliri ve iyi bir yönetime sahip olması halinde ise tüm binaları kiralık olmasına rağmen 70 milyon TL gideri olacağı tahmin ediliyor.
BALDIZIN TERAS GIDASI İHYA EDİLDİ
Mansur Topçuoğlu'nun baldızı C.A.'ya ait olan Teras Gıda Ltd. Şti. ihale yapılmaksızın üniversitenin tüm kampuslarındaki yemek, kantin, kafeterya, organizasyon işlerini 10 yıllığına devraldı. Buna karşılık Teras Gıda, 3 yıl ödemesiz olmak üzere yıllık 60 bin TL kira ödemesi yapacak ve ayrıca kullandığı elektrik, su, doğalgaz vb. giderleri de ödeyecekti. Ancak şirket bugüne kadar üniversiteye hiçbir ödeme yapmadı. Ayrıca şirket, üniversiteden 10 yıllığına kiraladığı kantinleri başka işletmelere kiralayarak yıllık toplam 310 bin dolar tahsil etti. Topçuoğlu'nun talimatıyla üniversite hesaplarından Teras Gıda'ya karşılıksız 1 milyon TL'den fazla ödeme yapıldı.
ÖĞRENCİLER HALA BORÇLU GÖZÜKÜYOR
Mansur Topçuoğlu'na ait olan Reyman Hukuk Bürosu, üniversitenin genel vekili olarak tayin edilmiş. Üniversitede eğitim ücretlerini senet karşılığı ödeyen öğrenciler ödemelerini bu büroya yapmış, ancak ödemeler üniversite hesabına geçirilmemiş. Dolayısıyla öğrenciler sistemde hâlâ borçlu gözüküyor. Topçuoğlu'nun şahsına ait olan Yeni Yüzyıl gazetesinin tüm demirbaşları üniversite tarafından alınmış. Gazete, üniversiteye ait binayı tek kuruş kira ödemeden kullanıyor, gazetede çalışan 110 kişinin ücretleri yine üniversitece ödeniyor. Hatta gazetenin günlük dağıtımı bile üniversitenin araçlarıyla yapılıyor..Kaynak.https://www.ahaber.com.tr/gundem/2016/07/06/halic-universitesinde-asrin-egitim-vurgunu-1467779013
Mansur Topçuoğlu’na 12.3 milyonluk dolandırıcılık davası!
Haliç Üniversitesi eski Mütevelli Heyeti ve Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı eski Başkanı Mansur Topçuoğlu hakkında, görevde bulunduğu dönemde üniversite ve vakfı 12.3 milyon lira dolandırmak üzere muvazaalı senet hazırladığı iddiasıyla ‘dolandırıcılık’ suçundan iddianame düzenlendi.
Haliç Üniversitesi eski Mütevelli Heyeti Başkanı Mansur Topçuoğlu hakkında 'dolandırıcılık' suçlamasıyla iddianame düzenlendi. İddianamede, Topçuoğlu'nun yetkilisi olduğu bir şirket kanalıyla Haliç Üniversitesi ve Lösemili Çocuklar Vakfı'ndan 12.3 milyon lira menfaat temin etmek üzere muvazaalı senet düzenlediği kaydedildi.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre, İstanbul 28. İcra Dairesi tarafından, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın Haliç Üniversitesi'nin 12.3 milyon liralık borcuna ilişkin bir dosya kapsamında kefil gösterildiği, vakfın bir taşınmazının üzerine haciz konulduğu, bu taşınmazın da icra yoluyla satılmak istendiği, fakat Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile yapılan görüşmede Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın gayrimenkulünü satmak üzere yetki belgesi almadığının anlaşıldığı savcılığa bildirildi.Bu ihbar üzerine soruşturmaya geçildiği anlatılan iddianamede, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mansur Topçuoğlu ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Sübar'ın 1 Haziran 2016 tarihinde İstanbul 28. İcra Dairesi'ne başvurarak Haliç Üniversitesi aleyhine Hukuk Sepeti isimli şirket tarafından başlatılan icra takibine, vakıf adına icra kefili olduklarını beyan ettikleri ve müdürlükçe kefillik talebinin kabul edildiği kaydedildi. Alacaklı vekilince vakıf adına taşınmazların haczi hususunda Şişli, Bodrum, Beyoğlu, Kadıköy, Gaziosmanpaşa ve Fatih Tapu Müdürlükleri'ne haciz müzekkereleri yazıldı.SENET BEDELİ 12.3 MİLYONAlacaklı şirket, vakfın Şişli İlçesi'ndeki taşınmazın satışı hususunda icra işlemi başlattı. Takibe dayanak olan senedin bedelinin 12.3 milyon TL olduğu, keşidecisinin Haliç Üniversitesi, lehtarının ise Mansur Topçuoğlu olduğu, en son senedin Hukuk Sepeti Ltd. adına ciro edildiği kaydedildi.ALACAKLI ŞİRKETİN DE YETKİLİSİİddianamede, Haliç Üniversitesi'nin Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'na ait Vakıf Üniversitesi olduğu, Mansur Topçuoğlu'nun aynı vakfın başkanı ve yine dosya alacaklısı Hukuk Sepeti Ltd.'nin de yetkilisi olduğu kaydedildi.YETKİ BELGESİ YOKTopçuoğlu'nun vakfın gayrimenkullerini Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden aldığı yetki belgesiyle borca kefil için teminat göstermesi gerekirken Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'na 2016 yılı içerisinde verilmiş böyle bir yetki belgesinin bulunmadığı kaydedildi.Mansur Topçuoğlu'nun iddianameye yansıyan ifadesinde, yaptıkları işlemlerde usulsüzlük olmadığını, sadece vakfa ilişkin bir tapunun devir işlemi olması halinde iddia edilen yetki belgesinin gerekli olduğunu ileri sürdü.BİLİRKİŞİ OYUNU ÇÖZDÜSoruşturma kapsamında bilgisine başvurulan bilirkişi ise, vakıfların resmi dairelerdeki iş ve işlemlerini yönetim kurulu kararıyla Vakıflar Bölge Müdürlükleri'nden aldıkları yetki belgeleriyle yapılabileceği, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın 12.3 milyon liralık senede kefil olması için Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden herhangi bir yetki belgesi almadığını tespit ettiği yönünde rapor sundu.KARAR DEFTERİ ORTADA YOKBilirkişi, Haliç Üniversitesi'ne ait karar defterinin ortada olmadığı için 12.3 milyon liralık senet ile alakalı bir yönetim kurulu kararı olup olmadığının tespit edilemediğini belirtti. Bilirkişi, Topçuoğlu'nun söz konusu meblağdaki senedi tek başına imzalayamayacağı, ayrıca söz konusu senedin Haliç Üniversitesi Ticari Defteri'ne işlenmediğini de belirledi.Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nda yapılan araştırmada ise, önceki dönemlere ait belgelerin olmadığından dolayı vakfın söz konusu senet ile alakalı bir kararının olup olmadığı da belirlenemedi. İddianamede, 'Söz konusu senedin muvazaalı olarak düzenlendiği' ifadesine yer verildi.AĞIR CEZADA YARGILANACAKLARMansur Topçuoğlu ve Mehmet Sübar hakkında 'Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık' ve 'Kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçlamaları kapsamında ceza istendi. Şüpheliler ilerleyen günlerde Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.Kaynak.https://www.sabah.com.tr/yasam/2018/05/29/12-milyonluk-vurgun-iddiasiYazar Fuat Uğur Soruları
İŞTE BENİM SORULARIM:1-Sayın Yavuz Atar benimle konuşmanızda YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın sizi uzun süredir görevden almak istediğini, ancak bunun 15 Temmuz sonrasına sarktığını söylediniz. Daha fazla detayına girmiyorum size verdiğim söz gereği. İlk sorum şu: Acaba Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı göreviniz kesinleşmeden önce Kırgızistan’daki Manas Üniversitesi’nde boş bulunan mütevelli heyet üyeliğine atandınız mı? Malum Manas Üniversitesi FETÖ’cülerin Orta Asya’daki karargâhı olarak niteleniyor. Sizin için orası ceza mı yoksa kurtuluş muydu?2-Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanısınız ama bakın Cumhurbaşkanı’nın yeğeni Cengiz Er’in haber sitesi Süperhaber’de sizin bu göreve atanmanızla ilgili neler yazıyor:“Prof. Dr. Yavuz Atar YÖK üyesi. Üstelik sıkı bir FETÖ'cü olarak biliniyor.Prof. Atar geçtiğimiz günlerde YÖK tarafından güya uzaklaştırılıyor, diye Kırgızistan'daki Kırgız-Türk Manas Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti Üyeliğine atandı. Kırgızistan, FETÖ'nün en güçlü olduğu ülkelerin başında geliyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, FETÖ'nün bu ülkede darbe yapabileceği konusunda uyaran bir açıklama yapmıştı.”http://www.superhaber.tv/skandalfetocu-yok-uyesi-yavuz-atari-manas-universitesine-nasil-atadilar-14567-haber3-Kırgızistan’daki Manas Üniversitesi Orta Asya’daki FETÖ karargâhı olarak bilinir. Aydınlık gazetesi yazarı İsmet Özçelik de 27 Eylül 2016 tarihindeki “FETÖ fidanlığı Manas Üniversitesi” başlıklı yazısında sizden söz etmiş. O da şunları yazıyor hakkınızda:“Manas Üniversitesi Uzun süredir gündemde. FETÖ üniversiteyi merkez yapmış. Kendilerinden olmayan öğretim üyelerine her türlü şiddeti uyguluyorlar. Ama YÖK’ün kılı kıpırdamıyor.Bu durum, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında da değişmemiş. Hatta yeni yapılan atamalarda bile “FETÖ’cü” diye bilinen isimler tercih edilmiş.Manas Üniversitesi’nde görev yapmış bir grup öğretim üyesi ziyaretime geldi. Anlattıkları vahim. Prof. Dr. Yavuz Atar’a dikkat çektiler. Atar’ın Mimoza Basın Yayın ve Dağıtım Ltd. Şirketi’nin ortağı olduğunu söylediler.Ellerinde Ticaret Sicili gazetesi vardı. Atar’ın ortak olduğu şirketin diğer ortaklarını gösterdiler. İlk ortak Sami Karahan. Karahan aynı zamanda Bank Asya yönetim kurulu üyesi. İlişkiler karışık.”https://www.aydinlik.com.tr/feto-fidanligi-manas-universitesi4-Bu maddede iki soru birden.a)Manas üniversitesindeki geçmişte görev yaptınız mı? Yaptınızsa Manas üniversitesinin FETÖ karargâhı hâline dönüşmüş olması konusundaki iddialara dair neler dersiniz?b) FETÖ kuruluşu olduğu ve bu nedenle kapatıldığı iddia edilen bir şirket olan MİMOZA Basın Yayın ve Dağıtım Ltd. Şirketi’nin ortağı olmanızın kabul edilebilir izahı var mı?5-Bu yazıda Mimoza’daki ortağınız Sami Karahan için şu ifadeler kullanılıyor:“Cemaatin ensesine çöktüğü” şirketlerde yönetim kurulu üyeliği yapmak üzere görevlendirilen Avukat Prof. Dr. Sami Karahan”Yazıyı kaleme alan rahmetli Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya. Yazının girişi şöyle:Yeni Akit gazetesi yayın koordinatörü Hasan Karakaya bugün “İlhan İşbilen, Evyap Ailesi’ne nasıl ve niçin damat oldu?” başlıklı yazısında FETÖ'cü terör örgütünün Evyap Holding’e nasıl çökme operasyonu yaptıklarını anlattı.Tipik bir FETÖ operasyonu ile Evyap’ı önce yolsuzluk suçlamalarıyla çökertme sonra da üzerine çökmeye yönelik kumpası anlatan bir yazı. Sami Karahan da bu çökme operasyonunda davayı İlhan İşbilen adına avukat olarak takip ediyor. Meraklıları için:http://www.medyagundem.com/fetonun-dev-bir-holdinge-cokme-operasyonu/Aynı Sami Karahan, Bank Asya’ya yönelik operasyonları da “Hukuksuzluk ve rezalet” diye nitelendirmiş ve bunu yapanların uluslararası mahkemelerde yargılanacağını söylemiş. Yani ortağınız.http://www.hukukihaber.net/gundem/prof-dr-sami-karahan-29-yillik-banka-hukuku-hocasiyim-boyle-rezalet-gormedim-h52687.html6- 7 Ocak 2017 tarihli siz ya da arkadaşlarınız tarafından sansürlettirilen yazımda Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Münci Yağcı’ya hayatı çekilmez kılan ve 15 Temmuz sonrasında da FETÖ ihraçları kapsamında atılan ve tutuklanan Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Küçükberber’in koruyucusu olduğunuz aşağıdaki yazıda iddia ediliyor. Ne dersiniz?http://www.durusgazetesi.com/guncel/yavuz-atar-i-yok-te-kim-koruyor-h35579.html7-Aynı yazıda eşinizi henüz evlenmeden önce öğrencilik yıllarında Selçuk Üniversitesi’nden YÖK torpiliyle mezun ettirdiğiniz ileri sürülüyor. Ne dersiniz?8-Aynı yazıda Hakkari Üniversitesi’nde 5 Kasım 2015 tarihinde patlak veren formasyon yolsuzluğunu belgeleyerek bir dosya hâline getiren araştırma görevlisi E.İ’nin iddiaları var. E. İ. bu yolsuzluk dosyasını size gönderdiği ama dosyanın sizin elinize ulaştıktan sonra “kaybolduğu”nu ileri sürüyor. Ne dersiniz? Sebebi FETÖ’den tutuklanan Hakkari Üniversitesi Rektörü Ebubekir Ceylan ile olan yakınlığınıza da yoruluyor yazıda. Bunun bir etkisi var mı?9-Konya’da gazeteci Murat Güzel tarafından ortaya atılan iddiaya göre Konya savcılığının size Mevlana üniversitesi ile ilgili olarak gönderdiği FETÖ/PDY soruşturmasıyla ilgili dosya da kaybolmuş. Bu doğru mu?10-Bakın geçen akşam muhtemelen Cumhurbaşkanı’nın medyaya verdiği iftarda karşılaştığınız Yeni Akit Yazarı Mehtap Yılmaz’ın da “Dicle Üniversitesi’nin kediciği YÖK’te” başlıklı yazıda soruları var size:“AYM başkanı Zühtü Aslan, İngiltere ev arkadaşııın, anladııık… Ya FETÖ kamikazesi hemşehrin Aydoğan Vatandaş? Onunla Konya’da ne işler karıştırdın? Yıl 2008-2009… Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen “Kurumsal Yönetim Perspektifinde Yargı Reformunun Desteklenmesi Projesi’’nde perde arkasında AIPAC için mi çalıştın?Hadi amaaaa…Bir yere kaçmak yoooook!Ey YÖK! Seni göreve çağırıyorum!Biiiiir… YÖK Başkan Vekili Yavuz Atar, Dicle Üniversitesi’ndeki derin FETÖ yapılanmasına dikkat çeker çekmez, Notre Dame’ın kamburu ve bili bili FETÖ kediciğini YÖK’te hangi amaçla ağırladığını açıklasın!İkiiii… Yavuz Atar’ın müstakbel eşinin Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden YÖK torpiliyle mezun ettiği iddialarının doğruluğu araştırılsın!Üüüüç… YÖK Başkanvekili Yavuz Atar’ın, FETÖ terör örgütünün “kamikaze” yayınevlerinden Mimoza Basım Yayın Şirketi’nin ortağı olduğu (basına yansıdığı hâlde) hâlâ YÖK başkan vekilliğini sürdürmesi FETÖ ile mücadelenin neresindedir? YÖK lütfen bunu kamuoyuna açıklasın!”http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/mehtap-yilmaz/dicle-universitesinin-kedicigi-yokte-15170.htmlEh Mehtap Yılmaz’ın sorularını da cevaplarsınız sanırım bu arada.Evet, Prof. Dr. Yavuz Atar’a sorular bunlar. Gelecek yazıda ise Ömer Anayurt ile el konulan Haliç Üniversitesi kayyumu tarafından gönderilen açıklamalara yer vereceğim...Kaynak http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/597282.aspx