Latif Şimşek ,FETÖ'nün siyasi ayağı nerede? diye devamlı soran Kılıçdaroğlu'na da çok manidar bir cevap verdi...
Latif Şimşek'in o yazısı; İŞTE FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI ! Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Fetöcü çıkıyor.
Kardeşi, “FETÖ Ağabeyimi esir aldı” diyor.
Çarkçı Kemal'den “Tık” yok.
CHP'li belediyelerin FETÖ'nün, Belediyeler İmamı Erkan Karaaslan'ın kurduğu ya da kurdurduğu şirketlere milyonlar akıttığının nal gibi belgeleri yayınlanıyor.
Dinamit Programı'nda FETÖ'yle işbirliği yapan CHP'lilerin tek tek isimlerini yayınlıyoruz.
“Tık” yok.
Nasıl “tık” olsun Çarkçı Kemal`de?
Adana mitinginde, Fetöcü gazetecileri tek tek aklayan kendisi!
Kılıçdaroğlu: “Nazlı Ilıcaaaak”
Kalabalık: “Burdaaaaaaaaaaa”
Kılıçdaroğlu: “ Ahmet Altan, Mehmet Altan”
Kalabalık : “Burdaaaaaaaaa…. Burdaaaaaaaaaaaaa”
Yok elinin körü.
Koca CHP`de deri topu üç milletvekili çıktı bu rezalete “yuh” diyen. Bolu milletvekili Tanju Özcan net tavır koydu: “Bu benim için bardağı taşıran son damlaydı.”
Kılıçdaroğlu, Özcan`ı disipline verirse, Özcan, ihracı beklemeden CHP`den istifa eder. Dursun Çiçek, yiğit bir adam, Ergenekon`da kumpasla mağdur edildi. O da Kılıçdaroğlu`na sesini
yükseltti.
Deniz Baykal, alçak perdeden gitti. Söyledikleri Dursun Çiçek`in tekrarı gibiydi: “Bunları topluma saygıdeğer insanlar olarak gösterip alkışlatılmasını haklı bulmak mümkün değil.”
Çarkçı Kemal`den yine “tık” yok.
Kemal Kılıçdaroğlu`nun yaptığı tam anlamıyla, “Secaatin arzederken sirkatin söylemek” ten başka bir şey değil.
Samanyolu Tv kapatılırken, önünde duran Kılıçdaroğlu.
Zaman gazetesine el konulurken siper olan yine Kılıçdaroğlu.
Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı tutuklanırken adeta, “Onları bırakın beni alın” deme noktasına gelen CHP`nin Genel Başkanı.
15 Temmuz`da ancak darbenin başarısız olacağı anlaşıldıktan sonra açıklama yapan yine O.
Soner Yalçın`ın, “Hürriyet`in FETÖ İmamı” dediği, Enis Berberoğlu`nu milletvekili yapan başka biri değil.
FETÖ`nün, Deniz Baykal`ı kaset kumpasıyla indirmesinin ardından genel başkanlık koltuğuna oturansa Kemal Kılıçdaroğlu`ndan başkası hiç değil.
Daha sayayım mı?
15 Temmuz`un ardından “Darbeye karşı milli duruş” anlamına gelen, Yenikapı Mitingi`ne önce gitmeyen, ardından “darbeci” yaftası yememek için sehven katılan yine o.
FETÖ operasyonlarında, “mağdur edebiyatı” yaparak soruşturmaları sulandırmaya çalışan, elbette “babam” değil.
Acıcık geriye dönersek, 30 Mart 2014 mahalli seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde FETÖ ile işbirliği yapan bizzat ve şahsen kendisi.
Tarih 15 Aralık 2014. CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler, TBMM`de kameraların karşısında. Diyor ki; “Her ne kadar parti yönetimi inkar etse de, 30 Mart Seçimlerinde CHP
Cemaatle (Fetö) ittifak yaptı.”
Unutanlar için hatırlatayım. Birgül Hanım şöyle devam ediyordu: “``Eğer AKP ile Cemaat birleşmesi, işbirliği bir hata ise onlar bu hatayı anladı. CHP ise hatalardan ders çıkaramadı ve Cemaat'le işbirliği yaptı. Yerel seçim öncesinde CHP'li bazı adayların Cemaat'in kanallarında propaganda yaptığını gördük. O zaman da bunu tasvip etmemiştim. AKP'nin rakipi CHP'dir. Cemaat AKP'nin rakibi değil ki gidip onunla işbirliği yapıyorsunuz.``
Birgül Ayman Güler`in söylediklerine bir ekleme de ben yapayım.
CHP, 30 Mart 2014 seçimlerinde Cemaat ile (FETÖ) sadece işbirliği yapmakla kalmadı. Belediye Başkan adaylarını belirlerken de Cemaat`in taleplerini dikkate aldı ve bir çok yerde Cemaat ile bağlantısı olan isimleri aday gösterdi. Ve o seçimler CHP için bir kırılma noktasıydı. Çünkü CHP tarihinde ilk kez 30 Mart 2014 seçimlerinde Atatürkçü ve Ulusalcı isimler
partiden tasfiye edildi. Yapılacak küçücük bir araştırma bu iddiamı doğrulayacaktır.
Şimdi.
Sayın Kılıçdaroğlu, durmadan FETÖ`nün siyasi ayağından bahsediyorsunuz ve “siyasi ayak nerde?” diyorsunuz.
Ben de sizi diyorum ki; “Gerçeklerden kaçmayın. Artık bu ayakları kimse yemiyor. Uzağa gitmenize gerek yok. Şöyle dönüp CHP`nin içine bir baksanız, o bahsettiğiniz siyasi ayakla yüz yüze geleceksiniz.”
Latif Şimşek'in o yazısı; İŞTE FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI ! Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Fetöcü çıkıyor.
Kardeşi, “FETÖ Ağabeyimi esir aldı” diyor.
Çarkçı Kemal'den “Tık” yok.
CHP'li belediyelerin FETÖ'nün, Belediyeler İmamı Erkan Karaaslan'ın kurduğu ya da kurdurduğu şirketlere milyonlar akıttığının nal gibi belgeleri yayınlanıyor.
Dinamit Programı'nda FETÖ'yle işbirliği yapan CHP'lilerin tek tek isimlerini yayınlıyoruz.
“Tık” yok.
Nasıl “tık” olsun Çarkçı Kemal`de?
Adana mitinginde, Fetöcü gazetecileri tek tek aklayan kendisi!
Kılıçdaroğlu: “Nazlı Ilıcaaaak”
Kalabalık: “Burdaaaaaaaaaaa”
Kılıçdaroğlu: “ Ahmet Altan, Mehmet Altan”
Kalabalık : “Burdaaaaaaaaa…. Burdaaaaaaaaaaaaa”
Yok elinin körü.
Koca CHP`de deri topu üç milletvekili çıktı bu rezalete “yuh” diyen. Bolu milletvekili Tanju Özcan net tavır koydu: “Bu benim için bardağı taşıran son damlaydı.”
Kılıçdaroğlu, Özcan`ı disipline verirse, Özcan, ihracı beklemeden CHP`den istifa eder. Dursun Çiçek, yiğit bir adam, Ergenekon`da kumpasla mağdur edildi. O da Kılıçdaroğlu`na sesini
yükseltti.
Deniz Baykal, alçak perdeden gitti. Söyledikleri Dursun Çiçek`in tekrarı gibiydi: “Bunları topluma saygıdeğer insanlar olarak gösterip alkışlatılmasını haklı bulmak mümkün değil.”
Çarkçı Kemal`den yine “tık” yok.
Kemal Kılıçdaroğlu`nun yaptığı tam anlamıyla, “Secaatin arzederken sirkatin söylemek” ten başka bir şey değil.
Samanyolu Tv kapatılırken, önünde duran Kılıçdaroğlu.
Zaman gazetesine el konulurken siper olan yine Kılıçdaroğlu.
Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı tutuklanırken adeta, “Onları bırakın beni alın” deme noktasına gelen CHP`nin Genel Başkanı.
15 Temmuz`da ancak darbenin başarısız olacağı anlaşıldıktan sonra açıklama yapan yine O.
Soner Yalçın`ın, “Hürriyet`in FETÖ İmamı” dediği, Enis Berberoğlu`nu milletvekili yapan başka biri değil.
FETÖ`nün, Deniz Baykal`ı kaset kumpasıyla indirmesinin ardından genel başkanlık koltuğuna oturansa Kemal Kılıçdaroğlu`ndan başkası hiç değil.
Daha sayayım mı?
15 Temmuz`un ardından “Darbeye karşı milli duruş” anlamına gelen, Yenikapı Mitingi`ne önce gitmeyen, ardından “darbeci” yaftası yememek için sehven katılan yine o.
FETÖ operasyonlarında, “mağdur edebiyatı” yaparak soruşturmaları sulandırmaya çalışan, elbette “babam” değil.
Acıcık geriye dönersek, 30 Mart 2014 mahalli seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde FETÖ ile işbirliği yapan bizzat ve şahsen kendisi.
Tarih 15 Aralık 2014. CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler, TBMM`de kameraların karşısında. Diyor ki; “Her ne kadar parti yönetimi inkar etse de, 30 Mart Seçimlerinde CHP
Cemaatle (Fetö) ittifak yaptı.”
Unutanlar için hatırlatayım. Birgül Hanım şöyle devam ediyordu: “``Eğer AKP ile Cemaat birleşmesi, işbirliği bir hata ise onlar bu hatayı anladı. CHP ise hatalardan ders çıkaramadı ve Cemaat'le işbirliği yaptı. Yerel seçim öncesinde CHP'li bazı adayların Cemaat'in kanallarında propaganda yaptığını gördük. O zaman da bunu tasvip etmemiştim. AKP'nin rakipi CHP'dir. Cemaat AKP'nin rakibi değil ki gidip onunla işbirliği yapıyorsunuz.``
Birgül Ayman Güler`in söylediklerine bir ekleme de ben yapayım.
CHP, 30 Mart 2014 seçimlerinde Cemaat ile (FETÖ) sadece işbirliği yapmakla kalmadı. Belediye Başkan adaylarını belirlerken de Cemaat`in taleplerini dikkate aldı ve bir çok yerde Cemaat ile bağlantısı olan isimleri aday gösterdi. Ve o seçimler CHP için bir kırılma noktasıydı. Çünkü CHP tarihinde ilk kez 30 Mart 2014 seçimlerinde Atatürkçü ve Ulusalcı isimler
partiden tasfiye edildi. Yapılacak küçücük bir araştırma bu iddiamı doğrulayacaktır.
Şimdi.
Sayın Kılıçdaroğlu, durmadan FETÖ`nün siyasi ayağından bahsediyorsunuz ve “siyasi ayak nerde?” diyorsunuz.
Ben de sizi diyorum ki; “Gerçeklerden kaçmayın. Artık bu ayakları kimse yemiyor. Uzağa gitmenize gerek yok. Şöyle dönüp CHP`nin içine bir baksanız, o bahsettiğiniz siyasi ayakla yüz yüze geleceksiniz.”