15 Temmuz’dan sonra “tek adam” eleştirisinin MHP’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek vermesini engellemediğini gördüler. Bütün aksi çabalarına rağmen 16 Nisan referandumu ile de halktan cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş onayının alınmasına şahit oldular.15 Temmuz’a FETÖ argümanlarıyla yaklaştıkları gibi YPG ile mücadeleyi de HDP-PKK söylemleriyle değerlendiriyorlar.
Bu tarz siyaset, kolaycılığının yanı sıra, CHP tabanındaki çaresizlik hissini ve marjinalleşmeyi derinleştiriyor. İktidarın FETÖ’leşme ya da HDP’leşme eleştirilerinde bulunmasına fırsat veriyor. “Gayri milli olma,” “vatansever olmama,” “Türkiye’nin düşmanları ile eşgüdümlü hareket etme” gibi yorumlar güç kazanıyor.AK Parti yetkililerinin ötesinde geniş halk kesimlerinde bu algı yerleşiyor. Bu algının CHP’nin oy oranını ne kadar etkileyeceği henüz belli değil. Ancak parti liderinin ve sözcülerinin siyasi söylemlerinin marjinalleşmesi tabanın da merkez siyasetten uzaklaşmasına sebep oluyor.Malumunuz ülkenin kurucu iradesi yani öncü partisi CHP’de kongreler sürecini yaşıyoruz.Mahallelerden başlayıp ilçe seçimlerine kadar süren demokratik süreç, İl kongreleri süreci başlarken birden demokratik yarıştan kopartılarak “birlik olalım” söylemiyle ‘tek adaylı’ sürece evrilmeye çalışılıyor hale getirildi.Bu süreç öyle ya da şöyle geçen dönem yapılan kongreden galip ayrılan Canan Kaftancıoğlu’na bir hakaret gibi durmasına rağmen örgüt iradesini hiç eden, emekleri yok sayan bir durum olup, CHP’nin emektar üyesinden PM’ye kadar toptan ve de külliyen bir hakarettir.Üyeyi hiçe sayan bu durumdan kendine pay çıkartıp kıran girmiş meyve bahçesinden bir poşet elma çalmaya çalışanların faydasına olup, CHP’yi silikleştiren, örgütün heyecanını yok eden bir kararın zorlamasıdır!Bu karar sonrası sosyal medya da CHP’lilerin paylaşımları liderleri Kemal Kılıçdaroğlu’nu oldukça üzecek cinstendi. Tabi halen üzülecek bir şeyler kaldıysa!Kılıçdaroğlu’na gösterilen tepkilerin bazıları şöyle:"Solcu" Canan işaretle aday olmaya çalışıyor”“Elazığ'da yurttaş can derdinde, Kılıçdaroğlu İstanbul’da Canan derdinde...”“Bu savaş 9 Eylülcü kurucu irade ile 10 Aralıkçı yıkıcılar arasında geçecektir...”“Belediye meclis üyelikleri belirlenirken birlik beraberlik yok,Neden yarıştan korkuyorsunuz...
Yarış olmayan yerde şampiyonlar çıkar mı?...
Mücadele edenler...
İddia konulan yerde yarışlar kazanılır...
Yetenekler ortaya çıkar...
Birincilikler elde edilir...
Üstün nitelikler kazanılır...
Şampiyonlar çıkar...
***
Yarışmalar olmazsa...
Kimin kimden üstünlüğü nasıl anlaşılacak?...
O zaman hep zannedeceksin ki...
Hikayede olduğu gibi...
Senin yalancı pehlivanın en üstün...
***
CHP nin tarihine bir bakın...
Yarışların yaşandığı...
Ön seçimlerin yapıldığı dönemlerdeki...
CHP'nin dinamizmini... Heyecanını... Kenetlenmesini..
Ve elde edilen başarıları hatırlayın...
Hep o yarışlardan çıkmıştır ...
CHP'nin efsane devlet adamları...
Milletvekilleri... Senatörleri... Belediye başkanları...Belediye başkanları belirlenirken birlik beraberlik yok,Milletvekilleri belirlenirken birlik beraberlik yok,İl başkanlıkları belirlenirken birlik beraberlik...! Hadi canım sende(!)”“Goebbels sayfasında almış sazı eline, teller bangır bangır, çünkü akort bozuk.”“Milletvekilleri AtamaMeclis üyeleri AtamaBelediye Başkanları Atamaİlçe seçimleri Belediye destekli nerde demokrasi?”“Genel başkan bir secimde kimseyi aday gösteremez”“Önce ulusalcıları temizledi...sustunuzSonra solcuları temizledi ‘candır’ deyip sustunuz. Şimdi sıra sizin canlara geldi bakayım ne edeceksiniz?“Birlik ve Beraberlik” masalı ile CHP Örgütü uyutulmaktadır! Bu masal, güçlü Türkiye önüne konan büyük bir tuzaktır!”Neyse biz asıl konumuza dönelim.“Şunu çok iyi bilmek gerekiyor. Çünkü her geçen gün ziyadesiyle CHP’ye zarar vermeye başladı bu hal. En önemlisi İstanbul halkı nezdin de fazlasıyla iticilik yaratmaya başladı bile. Ekrem İmamoğlu partiler arsında kurulan bir ittifakının adayıydı. CHP’li lakin CHP’nin adayı değildi. Bu ittifakta CHP var, İYİ parti var Saadet Partisi var, HDP var diğer küçük Sosyalist partiler ve STK bileşenleri var. Dolayısıyla bu başarı kimsenin bireysel başarısı değil! İnsanların emeğinin üzerine oturup ben başardım demek hiç etik değil hiç siyasi dürüstlük değil. Esasında AKP’den illallah eden İstanbul Halkı bir araya gelerek İstanbul'u Siyasal İslamcı AKP’den geri alarak ayrıştırıcı ötekileştirişi yeşil ve doğa düşmanı Betoncu belediyecilik anlayışına dur yeter artık demiştir. Yoksa ne Canan Kaftancıoğlu'nun başarısı ne de Ekrem İmamoğlu'nun başarısıdır. Sadece onlarda bu başarıda payı olan İstanbul halkı ile birlikte taşın altına elini koyarak başarıda hepimizin olduğu kadar onlarında payı vardır. Mesele bu kadar sade ve yalındır.”Üstteki satırları ben söylemiyorum, CHP'liler söylüyor.Canan Kaftancıoğlu’nun bu durumu parti içi mücadeleye payanda yapıp averaja çevirmek yerine yarışa girip kazanması onu kahraman yapar.Şimdi sıra Kaftancıoğlu’nda. “Benim Genel başkan torpiline ihtiyacım yok” de çık ve yarış.Şayet parti içi yarışlara konu edilecek olan başarıysa referandum sonuçları, son yıllarda CHP’nin aldığı en büyük başarıdır.Şu konjonktürel durum da dahi bir önceki sonucundan daha iyi bir sonuç alamayan CHP liderinin böyle bir karar ile üyeyi sandıkta birbiriyle yarıştırarak gazını alması “siz sadece ilçe başkanlarını seçersiniz ‘gerisine karışamazsınız’” demektir.Gerisi kimdir?Malum olanı bilmemek cehaletten gelir.Efendim, gerisi İl başkanı, il yönetimi değildir.Bu seçilenler Genel Başkan için çok şey ifade etmez.Onun için en önemli olanı “demokratik yoldan seçilerek geldi” denilmesi için gerekli olan kurultay delegeleridir.İl kongrelerinde seçilen delege Genel başkanı seçecek delegedir.O delege Genel başkan ve Parti Meclisi (PM) için çok önemlidir.Genel Başkan ve PM’yi seçene kadar onlar çok önemlidir.Bir dedikleri iki edilmez.Kurultay ile yerel seçim tarihleri birbirine yakın ise bu delegenin çoğu yerel görevlere getirilir.Bunu bilenler kurultay delegesi olmak için kısaca birbirini yerler!Başta İstanbul olmak üzere, Ankara, İzmir, Adana, Mersin vs vs liste uzayıp gidiyor…Adı geçen geçmeyen birçok ilde tek adayla seçime gidilerse, üye noter görevi görecek önüne getirilen dayatılan sözde adaya basacak imzayı “sen göreve” diyecek.Peki, bu göreve gelenler kim olacak?Tabi ki, Canan Kaftancıoğlu ve onu oraya getirenlerin istediği isimler olacak!Delegeyi kim takar?İlçe Başkanını kim takar?Örgütü kim takar?Üyeyi kim takar?Seçmeni kim takar?Ey delege, ey ilçe başkanları; İnanın tek adayla gidilerse size hiçbir şey sorulmadığı gibi listelere delege olan olmayan birçok isim yazılacak ve göreve getirilecek.Lakin bu asla siz olmayacaksınız!Siz sadece kongre salonuna girene kadar pış pışlanacaksınız!Sonra düdüğü onlar öttürecek.Bu düdükte kim olacak artık ona siz karar verin!Şunu kimse unutmasın; sizden çalınan emek başkasına yapılan bir iltimas olabilir.Asıl senin derdin!...
Partinin başarısı... Seçimlere hazırlanması falan değil...
Senin derdin...
Uzlaşı adayı dayatayım...
Kurultayda oyları alayım...
Tekrar koltukta kalayım...Yalanın arkası Uzlaşı Adayıymış...
Neden bu kongreler yapıldı o zaman...
Neden bu delegeler seçildi...
***
Değiştirin topyekün tüzüğü...
Atama olsun herşey...
Kimi... Nereye... Hangi koltuğa istiyorsanız...
Oturtunuz... Olsun bitsin...
***
Ne örgütün heyecanı kalsın ne de dinamizmi...
Kısır... Korkak... Pısırık...
Talimat almaya hazır insanlar topluluğu olsun...
Höt deyince kaçsın...
Anlayacağınız CHP 'liler kendi vicdanlarıyla değil,Yukarıdan aldıkları emirlerle TIPIŞ TIPIŞ İl Başkanlıkları seçimlerine gidip oy verecekler ..Yazık Atatürk'ün partisi 10 Aralık'çılara teslim edilmiş ,Kuvai Milliye Ruhu çıkarlar uğruna bir köşeye atılmış.AK Parti'den bir farkı kalmamış CHP 'nin ....